9 Ekim 2012 Salı

Giderek Mutsuzlaşıyoruz

Şöyle dönüp bir kaç sene önceki resimlere baktım da az önce ve acı bir şekilde yaşlandığımı fark ettim gece gece.
Ne yaşlanması yahu daha 25 yaşındasın diyorsunuz değil mi...
O zaman hemen şimdi şunu yapın bir kaç yıl önce çekilmiş fotoğraflarınıza dönüp bakın, gülüşünüzün, bakışınızın ne kadar değiştiğini fark edeceksiniz. (Yok hala aynı dipçik gibiyim diyorsanız ne mutlu size orası ayrı)

Yıllar geçtikçe gülüşlerimize gölge düşüyor, hatta bu durum fotoğraflarımıza bile yansıyor. Önceden mutluluğumuz sadece dudaklarımıza değil gözlerimizin içine bile yerleşmişken bugünlerde gülüşlerimizde bir sahtelik,bir yorgunluk, bir hüzün var... Ne çabuk değil mi?

Annelerimizin zamanı bize göre çok daha ağır koşullardayken annelerimize hatta anneannelerimize bakıyorum dimdik ayakta duruyorlar, hala yaşamdan keyif alıyorlar ve en önemlisi pes etmiyorlar.
Eski zaman insanlarının hamurunda bir farklılık vardı herhalde.
Ya da teknoloji, o bu şu derken o kadar kolaya alıştık ki her şey bize zor geliyor artık...

Hayat bizi o kadar kolay yıldırıyor ki, ufacık şeyleri büyütüp o kadar çabuk mutsuz olabiliyoruz ki bazen ben bile şaşıyorum halimize... Etrafınıza bir dönüp bakın 3 kişiden 2si çağımızın hastalığı panik atağa yakalanmış durumda, panik atak değilse bile depresyonda falandır kesin...
Şimdilerde herkes pek bir mutsuz, pek bir hayattan elini eteğini çekmiş durumda...
Yolda yürüyen insanlara bakın suratlar hep yorgun, yüzler hep ifadesiz...

Evet belki hepimiz ağır hayal kırıklıklarına uğruyoruz, belki umduğumuzu bulamıyoruz, belki insanların anlayışsızlığı, dostların ayrı aşkların ayrı kazıkları belki fazlasıyla bizi yoruyor ama biz hiç savaşmıyoruz farkında mısınız?
İçimizdeki potansiyel gücü hep içimize atıyoruz ve hayata, insanlara teslim oluyoruz. İşin en kötüsü bunu fotoğraflarımıza kadar yansıtıyoruz.

Sanki doyasıya kahkaha attığımızda fırsat kollayan düşmanlar kahkahalarımızı boğazımıza düğümleyecekmiş gibi korkuyoruz. Mutlu olamıyoruz, mutlu olmayı bilmiyoruz ya da mutlu olmak kavramının ne olduğunu hatırlamıyoruz.
Ama şunu unutuyoruz dönüp arkamızı gittiğimiz her fırsatı elimizden kaçırıyoruz ve her kaçırdığımız fırsat için yarın pişman olup tekrar üzülüyoruz.

İşte bu yüzden...
Gülümsemeyi hatırlayın,
Sevmeyi hatırlayın, sevmenin verdiği huzuru hatırlayın,
Güven duygusunu hatırlayın ve güvenin sıcaklığını hissedin,
Sahip olduklarınızı hatırlayın ve elinizden kayıp gitmelerine izin vermeyin,
Kısacası yaşamın biraz tadını çıkarmaya çalışın, malum bugün var yarın yokuz...

"Hayatın trajedisi insanların ne konuda sıkıntı çektikleri değil, neleri kaçırdıklarıdır." Thomas Carlyle






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder