15 Haziran 2012 Cuma

Unutmayı Unutamıyoruz Biz

Biz neden böyleyiz?
Mutlu olmak yerine her daim acı çekmeyi severiz. Aslında acı çekmekten sürekli şikayet ederiz, artık mutlu olmak istediğimizi iddia ederiz ama yarın gider gene aynı taşa çarparız.

Biz neden hep kaçanı kovalarız? 
İstediğimizi elde ettiğimiz anda da arkamıza bile bakmadan kaçmaya başlarız. 

Nasıl manyaklarız biz?
Psikolojimiz bizi nasıl bu kadar ele geçirmiş ki hep zor olanı severiz. 
Daha zor oldukça daha çok severiz. 
Daha çok sevdikçe daha çok acı çekeriz. 
Daha çok acıyla da daha çok bağlanırız. En sonunda da çıkmaza saplanır kalırız.

Peki ya biz neden bu kadar acımasızız?
Bizi delicesine seven insanları içimizdeki acının etkisiyle mi hırpalarız, yoksa kaybetme korkumuz olmadığından mı... 
Geçmişteki korkularımızı bir türlü üstümüzden atamadığımız için mi koruma kalkanlarımızla yaşarız? Yoksa koruma kalkanlarımızı suya indirdiğimiz anda darbe yiyeceğimizi bildiğimiz için mi?

Aslında biz niye sürekli geçmişte yaşarız?
Önümüze çıkan her fırsatı "korkularımız" yüzünden elimizin tersiyle iteriz. Bunu yaparken de karşıdakine tarif edilemez bir acı yaşatırız. 

Biz neden şimdiki zamandaki tüm insanları geçmiştekilerden sanarız?
Kaybedeceğimizi bile bile neden kopamayız geçmişten, kapıyı kapattığımızda her şeyi o dağınık odada neden bırakıp gidemeyiz ki? 
Hep "Bir şey unuttum mu acaba" der gibi odayı ve içinde yaşananları aklımıza getiririz? Ya da neden hep "Kesin bir şey unuttum" diye kendimizi şartlarız ki?

Asıl sorun da bu değil mi aslında unutmayı unutamıyoruz biz. Sürekli unutmamız gerektiğini aklımıza getirdiğimiz için, sürekli kendimize koyduğumuz kurallar yüzünden her defasında aynı hatayı yapıyoruz biz.

Ve geçmişin faturasını bugüne kestiğimiz için her seferinde fiyat farkı ödüyoruz biz...

"Unutan iyileşir." Nietzsche

1 yorum:

  1. Unutmak belkide en guzelidir.ya unutamasaydik peki.dediginiz gibi gecmisde yasamayi seviyoruz.harika bir yaziniz olmus.

    YanıtlaSil